Hizbullah direniş komutanı Şehid İmad Muğniye'nin ölümsüz anısına Güney Lübnan'da anlamlı bir sergi düzenlendi.
Alman der Spiegel dergisi muhabiri Ulrike Putz'un sergi hakkındaki gözlemlerini sunuyoruz.
Mavi lazer ışığıyla, vurulmuş bir tanktan tüten dumanda dans eden Davud yıldızına projeksiyon tutuluyor. Yüksek sesli biri ölümüne kükrüyor, top atışlarının salvoları ve makineli tüfek tarakaları eşliğinde haykırıyor. Gürültünün arasında savaşçılara verilen Arapça emirleri seçebiliyorsunuz. Beş dakika sonra savaş Lübnan’a geri dönüyor, en azından akustik olarak. Sonra çatışmanın sesleri sergiyi ziyaret edenlerin konuşmalarıyla yer değiştiriyor. "Bak" diyor bir baba üç yaşındaki oğluna cam kapaklı bir tabutu göstererek, "bu bir İsrail askerinin iskeleti."
Bu gösteri, meraklı büyük bir kitleyi Nebatiye’nin şehir merkezine çekmekle çok başarılı olduğunu gösterdi. Fakat bu Hizbullah’ın destekleyicileri için sahnelediği ilk sergi değildi. Hizbullah her sene baş düşmanı ile yaptığı savaşlardan elde ettiği ganimetleri –yıpranmış bir İsrail üniformasına sokulan plastik bir iskelet de dahil bunlara- sergiliyor.
Fakat bu gösteri farklı. Asıl amaç Şubat ayında katledilen Hizbullah’ın askeri stratejisti İmad Muğniye’nin hatırasını yüceltmek. Muğniye’yi onurlandırma çabasında Şii militan grubun sanatsal zihinlere sahip olanları kendilerini bayağı aşmışlar. Gerçekte futbol sahası büyüklüğünde bir alanın böylesi bir sembolizmle süslenmiş olması çok nadir bir manzara.
Performans odası ise propaganda filmlerine ayrılmış. Halısı yüzbinlerce plastik çiçekten yapılmış, bu, şehidlerin kahramanca eylemleri karşılığında umabilecekleri cennetin tadının önceden alınmasının sağlanması anlamına geliyor. Ziyaretçilerin serginin girişi boyunca, Muğniye’nin giydiği kepin dev yeşil kopyası altında yaşantılayacakları “ana motif” duygu buydu. Serginin başı İmad Awade “Sergi burada gördüğünüz her şeyin onun ruhunun ürünü olduğunu gösteriyor size” diyor.
Serginin zorlu bir sonla karşılaşan bir savaşçıya adanmış olmasına rağmen, genel hava matemli olmaktan ziyade şenlikli. Son haftalarda Hizbullah’ın keyfi bayağı yerinde ve bunun da nedenleri var. Hizbullah’ın Temmuz 2006’daki savaşından bu yana elde ettiği şeylerden daha fazlasını kazanması pek de düşünülemezdi doğrusu. Önce kendisini çok güçlü olan İsrail ordusuna karşı savunabildi. Sonra Lübnan’daki muhaliflerini uzlaşmaya zorladı. Akıllarda kalan başka bir zaferinde de iki İsrail askerinin cesedi karşılığında beş Lübnanlı savaşçıyı özgürlüğüne kavuşturdu.
Şehadet Zaferi Daha Tatlı Kılar
Hizbullah’tan bu aralar kendine güven taşıyor. Örgüte yakın olan Kemal Vezne “Hizbullah her zamankinden daha güçlü: Tehlikeli, ölümcül ve azimli” diye yorumda bulunuyor. Hizbullah Savaşın ardındaki iki sene içersinde teşkilatın silahlı kanadı yığınağını çok büyük oranda yeniledi. Vezne “Personel ve silahlanmaya gelince daha öncesinden 3 veya 4 kat daha güçlüler” dedi. Kendisi Muğniye’nin ölümünün hareket için ciddi bir aksaklık oluşturacağına inanmakla birlikte bundan hala daha büyük bir güç elde etmek noktasında yararlanabileceklerini söylüyor: “Örgütün ideolojisine göre bir şehidin katledilmesi hiçbir zaman bir kayıp değil fakat daima bir kazançtır”
Aslında yenilgi basitçe zaferle ilişkilendiriliyor. Awada “Şehidlik zaferi daha da tatlı kılıyor.” diyor Hizbullah’ın ruhsal diyalektiğini yabancılara daha iyi anlatabilmek için. “Bizler hayatı çok seviyoruz ama sadece gurur onur ve şerefimizle yaşayabilmemiz koşuluyla” diyor.
“İmad Muğniye, iki zaferin de babası” adıyla sunulan sergiye Lübnanlılar büyük ilgi gösteriyor. Awada, serginin açıldığı ilk haftadan itibaren 40.000 kişi tarafından ziyaret edildiğini söylüyor. Bunların hepsi Muğniye’nin kahramanca sonu esnasında giydiği ve küçük şerapnel parçalarıyla delik deşik olan elbisesini kendi gözleriyle görmek istiyorlar. Sergide Muğniye’nin gözlükleri, saç tarağı ve seccadesi de sergileniyor.
Kutlanan Savaş Ganimetleri
Sergiyi gerçekleştirenler Muğniye’yi onurlandırmak için sembolizmle yüklü bir dili seçmişler. Giriş kapısındaki büyük kepin hemen ardından ziyaretçiler. kullanılmış top mermisi kovanlarından yapılmış “zafer köprüsü”nden yürüyerek “yenilgi çukuru"na varıyorlar. Burada da İsrailli askerlerin Güney Lübnan’dan çekilmeleri esnasında artlarında bıraktıkları balık konserveleri, üniforma parçaları, tüfek ve cephaneleri bulunuyor. Zemine de İsrail ordusunun rütbe işaretleri çizilmiş ve ziyaretçiler bunların üzerine basıyor. Ayrıca çatışmadan kurtarılan ve tutuşan çalılar şeklinde dekore edilmiş Merkava tankları da bulunuyor. Bir de vurulup düşürülen bir helikopter enkazı var.
İsrail mağlubiyetinin bu üst düzey sergilenişinden sonra ziyaretçiler “zafer zirvesi” olarak adlandırılan bir dağda birkaç basamaktan sonra zirvedeki yapay çim üzerine serili Hizbullah silahlarıyla ve Muğniye’nin çalışırkenki halini temsil eden resimle karşılaşıyorlar. En önemli oda ise müze dükkanı. Burada Hizbullah taraftarlarının kendilerini donatabilecekleri kişisel eşyalar var: seccadeler, Hizbullah bayrakları, anahtarlıklar.
En çok satılan şey ise siperli yeşil kepler şüphesiz, bir zamanlar Muğniye de bu keplerden giyiyordu...
|