İngiliz The Independent gazetsi yazarı Robert Fiks "Guantanamo'da Altı Yıl" başlıklı yazısında Amerika'nın hukukusuzluğunu gözler önüne serdi.
25 Eylül 2008 tarihinde The Independent Gazetesinde yayımlanan bu makale İsmail DUMAN tarafından İsra Haber için tercüme edildi.
Guantanamo'da Altı Yıl
Sami El-Hac, acılar içerisinde koltuklu bir değnek ile yürümeye çalışıyor; yaklaşık 6 yıl boyunca Guantanamo kâbusu altında sıkıntı çekip harap oldu; şimdilerde ise Norveç’in Lillehammer kasabasındaki ufak bir otelde güvenli bir şekilde yaşamaya uğraşıyor. O, hem vakarın hem de utancın bir simgesi oldu. Amerikan, İngiliz ve Kanada istihbaratı tarafından işkenceye, insanlık dışı uygulamalara maruz kalan El-Hac’ın bu yıl serbest bırakılmasının ardından Amerikalılar sadece üzgün olduklarını belirtmekle yetindiler. Şimdi ise, Sami El-Hac, değnek olmadan yürüyebileceği günü hayal ediyor.
Televizyon kameramanı olan Sami El-Hac, bu zamana kadar herhangi bir suça karışmamış olmasına, herhangi bir mahkemede yargılanmamış olmasına rağmen, altı buçuk yıl boyunca üç farklı hapishanede farklı işkencelere maruz kaldı; hem de terörist zanlısı olarak değil, Amerikan ajanı olmayı reddettiği için… Amerika’nın Kandahar’daki esir kampından Guantanamo’ya gönderilen Sami El Hac’dan, kendisini esir edenler, ajan olarak çalışmasını istediler. Yapılan zulümlerle El-Hac’ı Amerikan ajanı olarak aktif kılmak istiyorlardı.
El-Hac, kendisine yapılan 200’den fazla sorgulamada kendisine “suçsuz olduğunun ve yanlışlıkla burada olduğu”nun aktarıldığını söylüyor. “Bütün istedikleri şey, onlar için çalışmamdı. Onlar bana Amerikan vatandaşlığı vereceklerini söylediler; hanımımın ve çocuklarımın Amerika’da yaşayacağını ve beni her halükarda koruyacaklarını taahhüt ettiler. Fakat ben, bu işi yapamayacağımı; çünkü benim bir gazeteci olduğumu, görevimin bu olmadığını ve kendimden ve ailemden endişe ettiğimi söyledim. “Savaşta ben yaralanabilirim, ölebilirim, belki de sağ kalabilirim. Fakat, sizinle işbirliği yaparsam, El-Kaide beni ortadan kaldırır. Ve eğer ki ben sizinle çalışmazsam, siz beni öldürürsünüz.”
Bu acayip hikâye, 15 Aralık 2001’de Sami El-Hac’ın arkadaşı Sadah El-Hak ile bölgedeki yeni hükümeti irdelemek üzere Pakistan’dan Kandahar’a yolculuk etmesi ile başlıyor. Bölgeye geçmek üzere, Pakistan sınırında 70 tane gazeteci olmasına rağmen, bu gazeteciler arasında sadece El-Hac durduruluyor ve geçişine izin verilmiyor. “Görevli, bana Pakistan istihbaratı tarafından benim yakalanma emrim olduğunu söyledi”. Benim ismimde yazım hatası vardı, pasaport numaram yanlıştı; orada 1964 dendi, fakat doğrusu 1969’du. “Ben, İslamabad’da vizemi yenilediğimi ve eğer ki benim hakkımda yakalama emri varsa, neden orada tutuklanmadığımı sordum”.
FYazının devamını okumak için tıklayın
Guantanamo'dan serbest bırakılan Sami el Hac
Guantanamo tutsaklarıyla dayanışma eylemleri
Guantannamo esirlerinin yakınları |