Kiralık kiliselerde dahi toplanan düzinelerce Sufi, zikir halkaları düzenliyor. Sufilerin siyasetten uzak çizgileri 'Suudi destekli Vehhabi' örgütler tarafından eleştiriliyor.
Batı Londra’da Maida Vale’de St. Peter Kilisesi’nden Hıristiyanlıkla ilgisi olmayan ilahi sesleri yükseliyor. Kiralanan kilisede düzinelerce insan her hafta Sufi halkasında Allah’ın adını zikrediyor.
Ülkenin birçok yerindeki halkalarından bu Sufi topluluğu, birçok uzman tarafından İngiltere’de Sufizm’in yükselişine yoruluyor. İngiltere’de yaşayan 2,6 milyon Müslüman’ın ne kadarının Sufi olduğuyla ilgili net bir rakam yok.
Pakistanlı Sufi Muhammed Ali, “Sufi Şeyh’inin yönettiği halkalara katılmak için camilere koşan kişilerin sayısına bakarak”, bu Avrupa ülkesinde Sufizm’in yaygınlaştığına kaydetti.
Müslüman âlimler Sufizm’i şeriata uygunluğu noktasında iki kategoriye ayırıyorlar. Bunlardan ilki özgün ve gerçek Sufizm. Cüneyt el-Bağdadi ve Ebu Süleyman el-Darani’ye uzanan bu Sufizm, Kur’an ve Sünnet’le mükemmel uyumda.
İkincisi sözde(pseudo) Sufizm olarak adlandırılan ve içerisinde kültsel ya da Sünnet’e ters gelenekleri savunan ve Sufizm’i mistisizm/yeni-Plâtonculukla karıştıranlar. Âlimler bu grubu şarlatan ve sahtekâr olarak nitelendiriyor.
Apolitik
Ali, Sufi savunucusu, Sufizm’in yaygınlığını “aşırı uç etkilerden” uzak “İslam’ın güzelliğini görme” trendine bağlıyor. Aynı neden İngiliz hükümetinin 7/7 Londra bombalamasından sonra neden Sufi’leri desteklediğini de açıklıyor.
2 yıl önce, büyük partilerden siyasiler Avam Kamarası’nda Sufi Müslüman Konseyi’nin (SMC) açılışına katılmışlardı. Toplantıda söz alan Toplum Bakanı Ruth Kelly, konseyin “her tür terörizmi lanetleyen temel prensiplerini” övmüştü.
SMC’nin misyonu oldukça net: Aşırı uçla mücadele ve İslam’ın herhangi siyasi bir türünden uzak durmak.Konseyin web sitesinde Filistin direniş hareketi ve Hamas gibi klasik gruplar ve alimler eleştiriliyor. Konseyin kurucularından Haris Refik, “Önceliğimiz Sufizm’i izleyen İngiliz Müslümanlar. Dış politika üzerine lobi yapan birçok organizasyon var. Filistin ve Irak’ta olan şey de bu” diye konuştu.
Gerçekten de Maide Vale Sufi halkasında siyaset yok. Gece Sufilerin zikirleriyle başlıyor. Daha sonra da yemeğe geçiliyor. Hindistan’dan İngiltere’ye gelen mültecilerden Amjat Patt, “Sadece zikre katılıyoruz” dedi ve iddia etti: “Allah’ın bizden istediği bu: Zikret ve siyasete bulaşma”.
Eleştiriler
Ancak Sufizm’in yaygınlaşması büyük Müslüman organizasyonlarından ve üyelerinden sert tepkiyle karşılanıyor. İngiliz Müslüman Konseyi sekreteri Davut Abdullah, “Sufizm, genç Müslümanların çoğunlukta olduğu İngiltere’ye uygun değil. Sufizm yaşlılara cazip” diyor. Abdullah, “Müslümanlar, Sufizm’in onlara söylediği gibi politikadan uzak duramazlar. Müslümanların ister içten ister dıştan kendi sorunları var. Bunlar ancak siyasetle çözülebilir” diye açıklıyor.
Yüzlerce farklı grubun iştirakiyle kurulan en büyük Müslüman örgüt MCB, İngiltere’nin Orta Doğu’daki politikalarını açık şekilde eleştirmişti. Organizasyon 2003 Irak işgalinden önce hükümet aleyhine en büyük gösterinin organize edilmesine de destek vermişti.
MCB ülke içerisinde İngiliz Müslümanlara yönelik ayrımcılığa karşı kampanyalar düzenliyor. Filistinli Azzam Tamimi de aynı şekilde Sufi geleneğini eleştiriyor: “Hükümet Sufileri destekliyor çünkü politikalarına uygun. Nedeni Sufiler hükümeti eleştirmiyorlar ve hayatla dini birbirinden ayırıyorlar”.
Web sitelerini kullanarak insanları Sufi halkalarına çağıran Sufi Ali’yse eleştirileri şöyle yanıtlıyor: “Ne yazık ki bu karşı çıkanlar Vehhabi aşırı uç okulundan geliyor. Çok parası olan Suudi Hükümeti desteklediği için sesleri çok çıkıyor. İslam Rahmet üzerinedir. Bunun anlamı Sufizm gibi İslam’ın birçok farklı yaşayına izin verilmesidir. Öyle değil mi?”