Abdurrahman el-Berrak’tan sonra Suudi Arabistan’daki en büyük dini mercilerden biri olan Abdullah İbn Cibrin, kendi kişisel sitesindede yer verdiği bir fetvayla dünyadaki kutsal sayılan tüm mekanların yıkılması gerektiğini belirtti.

“Bu binalar, güzel sanat eserleri olmalarından dolayı İslami mirasın ve İslami mekanların bir parçası olarak sayılmamalıdır, bunlar İslam ülkelerinde olsalar bile şeriat bu binaları kabul etmemektedir, İslam bunların yıkılmasını emretmektedir” diyen Cibrin, öğrencilere eğitim amaçlı olarak bu binaların yapılış ve yıkılış şeklinin öğretilmesinin şer’i açıdan bir sakıncası olmadığını ama eğitimin de bu tür binalardan sakındırma yönünde olması gerektiğini belirterek bu şekilde öğrencilerin bu binaların neden yapıldığını ve niçin yıkıldığını öğrenmesi gerektiğini belirtti.

İbn Cibrin, Irak’ın Samerra kentinde Peygamber’in torunlarından İmam Hadi ile İmam Hasan el-Askeri’ye ait türbelerin bombalı saldırı sonucu tahrip edilmesini de övmüş ve bu mekanı “Şiilerin put evi” olarak nitelemişti.

İbn Cibrin fetvasında şu ifadelere yer verdi: “İslam dini kabirler üzerine yapı inşa etmeyi yasaklamıştır. Kabirlere yapılan binaların yıkımı Allah Resulü’nün (s.a.v.) şu sözcü ile emrolunmuştur: ‘Silmediğin hiçbir resim, dümdüz etmediğin hiçbir yüksek kabir bırakma!’ Kabriler üzere bina inşa edilmesinin yasaklanması, haram kılınması anlamına gelir. Bunun nedeni de ölülere ibadet etmeye yol açmasıdır. Nitekim birçok İslam ülkesinde olan da budur. Kabirciler, kabirlerin yükseltilmesi ve üzerlerine yapı inşa edilmesi dolayısıyla aşırı gitmişlerdir. Bu yapıların süslenip renklendirilmesi, üzerlerine yazı yazılıp döşenmesi cahillerin bu ölülerin birtakım özelliklere, fazilet ve şerefe sahip olduğunu sanmalarına yol açmıştır. Bu da cahillerin bu kabirler etrafında tavaf etmesi, bu yapılara sürtünmesine neden olmuştur… Şu halde bu binaların yıkılması farzdır.”

İbn Cibrin’in söz konusu fetvasıyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Türkiye’deki bazı İslam alimleri, “İbn Cibrin, Suudi kraliyet ailesini Peygamberimizin kabrini yıkmaya ikna ederek, bu konuda tüm İslam ülkelerine öncülük etmelidir. Biz Sayın Şeyh İbn Cibrin’den İslam’ın krallık yönetiminin meşruiyetine ve lüks, kibir ve israf göstergesi olan kral ve prens saraylarının da bu fetva kapsamına girip girmeyeceğine ilişkin bir fetvasını bekliyoruz” dediler.  

İlk defa 1991 yılında Saddam’ın ordusunun Kuveyt’ten çıkarılması için Amerika’dan yardım istemenin caiz olduğu yönündeki açıklaması ile dikkat çeken İbn Cibrin, Suudi Arabistan hükümetinin fetva kurulunda da görev almıştı.