Cüme axşamı, 25.04.2024, 19:41
Приветствую Вас Qonaq | RSS

islam dini

Bölmələr
    Şiə cavabları
    Sorğu
    Saytı qiymetlendirin
    Cəmi cavab: 6951
    Sayğac

    Onlayn: 1
    Qonaq: 1
    İsifadeçi: 0
    Форма входа

    Meqaleler kataloqu

    Главная » Статьи » Türkçe » Yazarlar

    Edep Mefhumu

    Esselamu Aleyke Ya Binte Resulallah

    Esselamu Aleyke Ya Gurretil Eyn-i Rasul

    Edep Mefhumu

    Hep şikâyet edip dururuz. Her şeyin tadı tuzu kaçtı diye. Evet, gerçekten nimetlerin yağmur misali bol olduğu günümüzde insanların hâl ve hareketlerinde yapmacık, gösteriş hâkim olduğu için tat tuz kaçtı.
    Günümüzde her türlü imkânlara sahibiz. Lakin bu imkânları kavrayabilecek hayatımızı daha huzurlu yaşayabilecek bir meziyete sahip olamıyoruz.
     

    Örneğin un var, yağ var, şeker var fakat bunları pişirecek maharetli eller yok...
    İşte bu usta ellerin, damarında ve kalbinde, un, şeker ve yağı imal eden ve satanların ekserisinde Allah korkusu yer almadığı için edep duygusundan mahrum olarak meydana getirilen gıda maddeleri zehir saçıyor.

    İşin temeline inmeden hep şikâyette kaldığımız için yapılan hırsızlık, dalavere, sahtekârlıkları medya ve gazetelerde sıralamaktan öteye geçemiyoruz.
    İslamiyet’e uygun hareket ve hayâ duygusu demek olan edep, utanılacak şeylerden insanı koruyan en mümtaz melekedir.

    İnsanı hayvandan ayıran en önemli özellik aklın yanında edeptir.
    Bütün yaşam bu kelime ve anlayış üzerine bina edilmedikçe, o yaşayıştan hayır ve kurtuluş beklenemez. Saygı ve edepte cimri olanın, maddiyat konusundaki cömertliğinin hiçbir kıymeti yoktur.
    Bu cümleden olarak edebiyat; edebe, terbiyeye ait söz, yazı ve şiirle uğraşan bilim dalı olduğu gibi edeb–i kelamdan ise, bayağı ve çirkin tabirlerden uzak olarak söz güzelliği ve zarifliği anlaşılır.

    Edep, güzel terbiye, iyi alışkanlıklarla birlikte, utanılacak hata ve ayıplardan korunmaktır ayrıca. İnsan zekâsının kapısı olan edep, inanan kimsenin eskimez giysisi, en değerli ziyneti, mağlup olmaz silahıdır. Edep ve güzel ahlak inanca, kuvvet ve parlaklık kazandırıp kötülüklerden korur. İnsan ilişkilerinin şekillenmesinde önemli bir özellik olan edep, kişinin kendisini ve çevresindekileri sevmesi, herkese layık olduğu ölçüde değer vermesidir. Edep, başkalarına kul köle olup onları üstün görmemek olduğu gibi, kendisini de abartılı gösterip insanları hor görmemektir. İslam bilginlerinden bazıları edebi şöyle tanımlar:

    Mevlana: “Eğer adem oğlunun edebi yoksa adem değildir. İnsan ile hayvan arasındaki fark edeptir. Göz gezdir ve Allah’ın kelamına “Kur’an’a” ayet ayet tamamına bak, Kur’anın anlamı edeptir.” “Eğer şeytanı ayaklarınızın altında görmek istiyorsanız gözünüzü açın ve biliniz ki şeytanın katili edeptir.”

    Hasan Basri: “Edep, dinin gerçeklerini bilmedeki ince anlayış, dünyanın geçici ve aldatıcı zevklerine aldanmadan Allah’ ı hatırlatan bilgiler edinmek için yapılan eğitimdir.”
    Sosyolog Suhreverdi: “İlim ve bilginin yüceliği edep ile anlaşılır. Davranışlar, ilim ve irfan ile kabul görür ve insan, güzel edep ve ahlakı ile dünya ve ukba muradına ulaşır.”
    Gazali: “Ahlakın en mükemmeli, edebin en üstünü, Din’de edeptir. Dinde yücelmek, Allah’ın emirlerine itaat edip, peygamberimizin edeplerini bilmek ve uymak ile mümkündür.”

    Lokman Hekim kendisine edebin anlamını soranlara: “Ben edebi edepsizlerden öğrendim.”
    Bu ve benzeri pek çok tanımdan da anlaşılacağı gibi edep, insanlar için iyilikler ve güzelliklerin kaynağı olan davranış biçimidir. Kişi bu davranış kalıpları ile kendisine, ailesine ve çevresindeki insanlara daha olumlu katkılarda bulunur, gerçek kimliğini yansıtmış olur. İnsanın ailesiyle, toplumu ile ve Rabbi ile olan diyaloglarında bu özellikleri yansıtan davranışlar sergilemesi önemli bir meziyet ve fazilettir.

    Kişinin kendisine, aile bireylerine, iş arkadaşlarına, toplumdaki diğer insanlara karşı sorumluluk duyması, karşılaştığında onları selamlaması, güler yüz göstermesi, içtenlikle iletişim kurması, sohbet etmesi, yardımda bulunması, paylaşması, değer vermesi kusur ve ayıpları ile uğraşmaması, gerektiğinde teşekkür etmesi belli başlı edep kurallarından bir kaçıdır. İnsanın bütün kusurlarını örten edep ne güzel bir örtüdür. Kişinin edebi altından daha değerlidir.

    Ramazan ayı, tüm insanlığı fenalıklardan koruyan sabır, bereket, mağfiret, rahmet ve edep ayıdır. Bu ayda yapılan duaların, kılınan namazların, alınan ve verilen her nefesin, yutulan her lokmanın, helal kazancın önemi hatırlatılmalıdır. Bu ayın çocuklara çok iyi tanıtılması ve onlarla paylaşılması gerekir. Sınıfların ve evlerin Ramazan’dan önce süslenmesi yaşanan güzelliklerdendir. Ramazan’da öğretmenlerin ödevleri azaltması, öğrencilerle birlikte oruç tutması, Ehl-i Beyt imamlarının ve özellikle Hz. Fatima (a.s) oruçlarını anlatması, öğrenci iftarlarında bulunması, ramazan hediyeleri dağıtması önemli bir özelliktir.

    İradelerin ve sabrın sınandığı mübarek ramazan ayında eğitimciler okullarda, aileler evlerde, niyaz kapısında sürekli dua eden, takva ve edep ile donanan özellikler taşımalıdır. Bu konuda her eğitimci ve anne baba kendini yeterli görmeyip inanarak, araştırarak, birikimlerine yeni beceri ve yetenekler ekleyerek kendini yenileyerek çağdaş, güncel, farklı öğretim metotları ile donanarak okullarda ve evlerde farklı etkinlikler sunmalıdır. Özellikle çocukların gelişim düzeyleri göz önünde bulundurularak her fırsatta örnek ahlak ve edep ile ilgili model davranışlar sergilemeli. Edep timsali Ehl-i Beyt (a.s)’ı tanıtmalı, güzel davranış kalıplarını sergilemeli. Uzmanlardan ve güvenilir kaynaklardan yardım almalı.

    Bilge insan sayısı çok olan bir kültürden geliyoruz. Yüzyıllar öncesi yaşayan, seslerini bize duyuran, bilgileri, yetenekleri, yaşam hikâyeleri, ahlak ve edepleri ile karanlıklarımızı aydınlatıp ışık saçan, güzelliklerimizi sevgi çiçekleri ile süsleyen, düşünceleri ile huzurumuzun, mutluluğumuzun kaynağı olan örnek modellerimiz olan ondört masum (a.s)’ı onun izinden giden pek çok güzel insan vardır bu konuda ve biz bunların hayatlarından edep kavramını daha iyi anlamaktayız.

    Ayrıca aynı kelimeden türetilen edeb–i muaşerete, âdâb–ı muaşeret de denilir ve bir arada yaşamada, İslâmca yaşama ve geçinme usûl ve yolu ifade edilir. Yine edep kelimesinden meydana gelmiş âdâb–ı umumiyye, âdâb–ü erkan, âdâb–ı milliye gibi daha pek çok kelimeler vardır.

    Ama dilimizdeki bu açık ifadeye rağmen bütün değerlerimizin altüst edildiği bir kaos ortamında maalesef edep kavramı da şirazesinden ayrılıp tepetaklak edilmiştir.
    İnsan yüzünü kızartacak zırvalar edebiyat eseri olarak sunulduğu gibi, ahlâkı allak bullak edecek utandırıcı şeyler de sanat eseri olarak takdim edilmektedir.

    Onun için edebi hakkı ile yaşamaya ve yaşatmaya çalışan güzel ecdadımız şöyle diyordu:

    "Edeb bir tac imiş nur–i hüdadan
    Giy o tacı emin ol her belâdan"

    Ehl-i diller arasında aradım kıldım taleb
    Her hüner makbul imiş illâ edeb illâ edeb

    Sukutu, bilmediğinden değil edebindendir
    Gerçi söylemez amma neler bilir âşık…

     

    FERİDE DEMİR

    14:52

    04.07.2008

    Категория: Yazarlar | Добавил: feride (01.08.2008)
    Просмотров: 1473 | Рейтинг: 0.0/0
    Всего комментариев: 0
    Добавлять комментарии могут только зарегистрированные пользователи.
    [ Регистрация | Вход ]
    Axtar
    Linklər